Ekoloji örgütleri, 2025 yılı bütçesinin çevreyi ve doğayı gözetmediğini savunarak, bütçenin geri çekilmesi çağrısı yaptı. Meclis önünde yapılan açıklamalarda, bütçenin ekolojik yıkımları sürdüreceği vurgulandı

Türkiye’de doğa talanı ve ekolojik yıkım ile iklim krizine karşı mücadele veren çeşitli çevre ve ekoloji örgütleri, 2025 yılı bütçesinin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kalemlerine yönelik eleştirilerini dile getirmek üzere TBMM önünde bir araya geldi. Bütçe görüşmelerine ilişkin ortak bir basın açıklaması yapan ekoloji örgütleri, hazırlanan bütçeyi “doğaya, halklara ve işçi sınıfına karşı bir savaş bütçesi” olarak nitelendirdi ve “Doğamız kayyumlara verildi” denildi.

“Bu bütçe sadece sermayeyi gözetiyor”

Hazırlanan bütçenin “doğayı sermayenin mülkü haline gören, bu nedenle sermayeye doğa talanı ekolojik yıkım hakkı tanıyan ve sadece sermayeyi gözeten bir anlayışla hazırlandı”ğını vurgulayan ekoloji örgütleri, yaptıkları açıklamada bu durumun 2025 yılınında hem doğanın hakları ve hem de insan hakları temelinde ekoloji mücadelesinin yükseleceği bir yıl olarak geçeceğini gösterdiğini ifade ettiler.

Ekoloji örgütleri, 2025 yılı bütçesinin doğayı ve çevreyi gözetmediğini belirterek, açıklamalarında TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanan bütçenin geri çekilmesi çağrısında bulundu. Ankara’da Meclis önünde düzenlenen basın açıklamasına katılan çevre savunucuları, bütçenin ekolojik yıkımları sürdüreceğini savundu. 2025 yılının ekolojik yıkımlara karşı mücadele yılı olacağının duyurulmasıyla sona eren basın açıklamasına çok sayıda ekoloji örgütü temsilcisi yanı sıra, DEM Parti milletvekilleri Mahmut Dindar ve Celal Fırat, Adalet Dayanışması, 78’liler Hareketi, HDK Ekoloji Meclisi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ekoloji Komisyonu, DEM Parti ve Yeşil Sol Parti de katılarak destek verdi.

“Doğamız da kayyumlara verildi”

Ankara’da Meclis önünde düzenlenen basın açıklamasına katılan çevre savunucuları, bütçenin ekolojik yıkımları sürdüreceğini savundu. 

Ekoloji Birliği (EB) Eşsözcüsü Süleyman Eryılmaz, dağların, ormanların ve su varlıklarının sermayeye peşkeş çekildiğini belirtti. “Bu bütçe bizlerin değil, ekoloji örgütlerinin ve yaşam savunucularının bütçesi değildir. Derhal geri çekilmelidir. ” diye konuştu. Sadece belediyelerin değil, dağların, su varlıklarının, ormanların kayyumlara verildiğini söyleyen Eryılmaz, “Kaz Dağları, Madra, Cudi, Akbelen, Cerattepe, Gabar kayyumlara verilmiş durumda. Hatta daha da ileri gidilmiş. Bu kayyumlara bizim su varlıklarını tahsis ediyorlar. Orman varlıklarını tahsis ediyorlar. Bugün Çevre Şehircilik Bakanlığının bütçesi görüşülüyor. Bu bakanlık İliç faciasının sorumlusudur. Bunu hiçbir zaman unutmayalım. Bu bakanlığın hiçbir şekilde şehircilikle, çevreyle ilgisi yoktur, iklim kriziyle asla ilgisi yoktur. Bu bütçe bizim bütçemiz değildir. Ekoloji örgütlerinin, yaşam savunucularının bütçesi değildir” dedi.

DEM Parti Ekoloji, Tarım ve Hayvan Hakları Komisyonu Eşsözcüsü Melis Tantan, bütçenin sermaye kârlılığı üzerine kurulu olduğunu ifade ederek, “Bütçe doğayı ve insanı gözeten bir şekilde yapılabilir. Tüm finansmanlar iklimi, çevreyi ve doğayı dikkate almalıdır” dedi.

“Ormanlar, su havzaları ve tarım alanları korunmalı”

Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP) Koordinatörü Abidin Özkaymak, Anadolu’nun madenlere tahsis edilmesini eleştirerek, çevreyi ve doğal kaynakları koruyacak bir bütçeye ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Plansız kentleşme ve tarım alanlarının tahrip edilmesine dikkat çeken Özkaymak, sürdürülebilir bir yaşam ve doğayla barışık politikalar için çağrı yaptı.

KIYIDA Eşsözcüsü Sedat Yağcıoğlu ise kıyıların yat limanlarına dönüştürülmesine ve sermayeye teslim edilmesine tepki gösterdi. “Kıyıları kamu yararına koruma sorumluluğu bulunan bakanlık, aksine buraları sermayeye peşkeş çekmektedir” ifadelerini kullandı.

“Ekolojik yıkıma karşı mücadeleye devam edeceğiz”

Mezopotamya Ekoloji Hareketi (MEH)’nden Bazi Aslan, Mezopotamya’da doğanın yok oluşuyla karşı karşıya olduğunu ifade ederek, yeni ekolojik yıkımların yaşanmaması için mücadeleye devam edeceklerini belirtti.

Polen Ekoloji Kolektifi Eşsözcüsü Çise Yıldız, büyüme ve kalkınma politikalarının halkı yoksullaştırdığını, şirketleri ise zenginleştirdiğini söyledi.

İklim Adaleti Koalisyonu’ndan Harun Toptan, ülkenin borç batağında olduğunu ve mevcut bütçenin iklim kriziyle mücadeleyi değil, ekokırım projelerini desteklediğini ifade etti.

“2025 yılı da mücadele yılı olacak”

Eylemde söz alan DEM Parti Ekolojiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Akın, bütçeyi “savaş ve rant bütçesi” olarak tanımladı. Akın, enerji politikalarının sıfır emisyon hedefleriyle uyumlu olmadığını belirterek, iklim krizinin sebebinin mevcut iktidar olduğunu ifade etti.

Basın açıklaması, 2025 yılının da ekolojik yıkımlara karşı mücadele yılı olacağının duyurulmasıyla sona erdi. Açıklamaya DEM Parti milletvekilleri Mahmut Dindar ve Celal Fırat, Adalet Dayanışması, 78’liler Hareketi, HDK Ekoloji Meclisi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ekoloji Komisyonu, DEM Parti ve Yeşil Sol Parti destek verdi.

Kaynak: ETHA